6 Ocak 2015 Salı
Analiz: Emre Çolak...
Etiketler:
analiz,
beşiktaş,
emre çolak,
galatasaray
Yukarıdaki videoyu kendim kazırladım Lig TV'nin sitesinde paylaştığı özetten... Buradan yola çıkarak bazı analizler yapacağım Emre Çolak hakkında...
Emre'yi ilk kez A takıma çıkaran Frank Rijkaard'tı... Önce hazırlık maçlarında denedi, daha sonra da ilk kez bir kupa maçında oynattı... Öyle ya o maçta da bir frikik golü ve bir penaltıdan olmak üzere iki gol attı... Küçük Arda dediler ilk başta... Sonra Rijkaard gitti, yerine Hagi geldi, o gitti Bülent Ünder geldi... Yetmedi öteki sene başında Fatih Terim geldi...
Çok genç bir oyuncu için bu kadar adaptasyon iyi değildi... Ancak Fatih Terim kendisini kenara atmadı, kullanmak istedi... Terim önce Semih'i kazandı, daha sonra da Emre'yi... İlk başlarda sahaya çıktığında bir heyecanı vardı ve bu da oyununa ciddi şekilde yansıyordu... Ancak bir bölümden sonra onu üstünden attı ve iyi oynamaya da başladı, ki bence 2011-12 sezonunun en önemli kırılma maçıdır, 19. haftada Samsun deplasmanında oynanan maç... 2-0 geriye düştüğümüz ve devre arasına da moral olarak çökmüş biçimde girdiğimiz bir maçı 4-2'ye, hem de deplasmanda çevirmek kolay bir şey değil... Topyekün hücuma çıkan Galatasaray'da o maçta önce Semih Kaya'nın gayreti ile bir gol gelmişti, hem de Ujfalusi'nin asistinde... Daha sonra Riera'nın üstün çabası ile aut çizgisinden çevirdiği topu Selçuk İnan harika bir vuruşla gol yapıp skoru eşitlemişti... En önemli anda ise Emre Çolak harika bir orta açarak Milan Baros'u bulmuş ve bu harika asisti ile Galatasaray'a üstünlük sayısını getirmişti... Sorumluluk alabildiğinde, oyun gidişatının da yardımı ile çok iyi işler çıkartabiliyor Emre Çolak... O Samsunspor maçından önceki haftada da İstanbul Büyükşehir Belediye karşılaşmasında 2 tane uzaktan gol atmış ve özgüven kazanmıştı büyük ölçüde...
Kalite olarak farkını koyabilen bir oyuncu Emre Çolak... Ancak fazla özgüven kazandığında gereksiz işler de yapabiliyor sahada... Uzun zaman boyunca onu en çok eleştirdiğim konu, topu ayağından çıkarması gerektiği zaman ya çok geç kalması ya da çok farklı şeyler düşünmesi... Basit oynamak yerine hiç yok yere çalımlar, garip hareketler denemesi beni adeta çıldırtıyordu... Bir kontra atağa çıkarken, topu hızlı şekilde ilerideki veya yanındaki takım arkadaşına aktarması gerekirken, zaten geçmiş olduğu rakip oyuncuyu ikinci bir defa daha geçmeye çalışması, kendi etrafında defalarca dönmesi ve sonucunda topu kaptırması ya da kontra atağın heba olup rakibin savunmaya yerleşmesi onun oyun içerisindeki puanını düşürüyordu... Kendisinin kesinlikle yeteneği var, ancak kullanmayı bilmiyordu önceki zamanlarda... Yani bir nevi karar mekanizmasında sıkıntı vardı... Takımdan önce kendini ön plana çıkarmaya çalışırken, aslında kendini oyundan düşürüyordu...
Mancini ile göbekte görev verilince biraz daha oyun olarak olgunlaşmaya başladı ve çevikliğini savunmada yönünde de kullanmayı öğrendi... Bu sezonda da Hamza Hamzaoğlu'nun gelişi ile önce Akhisar maçında çok etkili bir oyun oynadı... Sonraki maçta ise Konyaspor maçında harika bir gol ile takıma katkı sağladı... Öyle ki, isteyerek ve bilinçli oynadığında oyuna damgasını da vurabiliyor, varlığını gösterebiliyor... 10. haftada oynanan Trabzonspor maçında dökülen, daha ilk yarı koşmayı bırakan Emre'nin yerine, sonraki haftalarda bambaşka bir ruh halindeki Emre Çolak geldi... Hala da bazı kararlarda sıkıntı yaşayabiliyor ama artık hem savunmada hem de hücumda etkin olmayı başarabiliyor... Yukarıda verdiğim videoda en önemli kısım bence son dakika olmasına rağmen, dakika 90+5'te hala topu bırakmayıp, rakibe basması, topu kapması ve kafasını kaldırma gereği duymadan Burak Yılmaz'a gol pasını atması... Alan kontrolü, oyun görüşü - İngilizce'de buna "vision" denir - gelişti Emre'nin... Hem topsuz alanda daha etkin koşular yapıp pozisyonunu korumayı öğrendi, hem de kararlarını daha etkili vermeye başladı... Artık özgüvene kapılıp maçta gereksiz hareketler yapmamaya da başladı...
Onu eskiden eleştirdiğim bir diğer konu da fiziğiydi, ancak artık ikili mücadelelerde daha diri gözüküyor... Belki bundaki diğer bir etken de, fiziksel dezavantajının farkına vardığı için daha az fiziksel mücadeleye girmesidir, emin değilim... Çalıştıkça da yeteneğinin üzerine bir şeyler koyacağından eminim... Yazıyı bu sene attığı en güzel gol ile bitirmek istiyorum... Tribünden çekilen bir görüntü ile Emre'nin Konyaspor'a attığı gol gelsin...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder