Dün, üniversitede verilen SAP (Systems, Applications & Products in Data Processing) seminerine katıldım. SAP'nin bir Alman yazılım ve sistem şirketi olduğunu ve uzun bir zamandan beri, teknolojik gelişmelere yardım edip onları geliştirmek için çalıştıklarını öğrendim. Ama konferansın en dikkatimi çeken kısmı, konuşmacı Uğur Bey'in anlattığı, bu teknolojik gelişmelerin, futbol gibi bununla aslında aykırı gibi görünen ya da öyle kafalara yerleşmiş bir alanda uygulamaya konulması oldu. Dinlediklerimden hatırımda kalan kısımları bu yazıda anlatmaya çalışacağım...
Seminerde anlatılana göre, SAP şirketinin kurucularından biri olan Dietmar Hopp, 2000 yılının başında, şirketinin de teknolojik yardımlarını sınamak hem de gözler önüne sermek adına çok uzun vadeli bir proje içine girip, o yıl içerisinde TSG 1899 Hoffenheim kulübünün kapısını çalar ve altyapılarını ve oyuncu geliştirme departmanlarını SAP şirketi olarak devralırlar. Hoffenheim o yıllarda Almanya 5. Ligi'ndedir. Dietmar Hopp, kulübün bu kısmını devralırken biraz da kulübün üstüne para ekler ve bu ilk yatırımlarla beraber, Hoffenheim o sezon sonunda 4. Lig'e çıkar. Hopp'un ilk değiştirdiği şey, altyapı mentalitesidir. Her şeyi baştan kurar, oyuncunun düşünce sistemini, sahada ne yapılması gerektiğini, yanlışı kabullenmeden gelişmenin mümkün olmadığını, sürekli her gün, her saat, her dakika üstüne daha fazla koyulması gerektiğini tüm oyunculara aşılayan bu altyapı mentalitesini oyunculara aşılar. Bu uzun vadeli bir plan olduğu için her hamleyi de emin ve acele etmeden yapar Hopp. Antrenman tesislerini üst düzeye taşır. Her maç sonrasında, her antrenman sonrasında teknik ve teknolojik analizler ile oyuncuların ne yaptıklarını sayısal olarak elde edip, ne kadar daha yükselmeleri gerektiklerini hesaplar. Bu yatırımlar devam ederken ve arkaplanda şirketin altyapı politikaları hala devam ederken, Hoffenheim sonraki sezonu da 4.Lig'in birinci sırasında tamamlayıp, Almanya 3.Ligi olan Regionalliga'ya çıkarlar. 2002 sezonunda ilk kez oynadıkları Regionalliga'yı ilk seferde 13. sırada tamamlarlar, ancak gelecek sezon çok büyük bir yol katederek 5. sırada sezonu tamamlarlar. Gelecek iki sezonda da önce 5. sonra da 7. olarak sezonu tamamlarlar. Son sezonda ilk kez de Almanya Kupası'na katılma başarısı gösterip, çeyrek finale kadar çıkarlar. Sonraki senede de ligde iyi bir iş çıkarıp, ligi 4. tamamlarlar...
Ve artık 2006 sezonu başında, altyapıdan yetiştirilen oyuncular kadroya yerleştirilir ve üst liglerden tecrübeleri olan, bazı oyuncularla da el sıkışılır ve 6 yıl önce konulan hedefe oynanmaya resmi olarak başlanır. 2006-07 sezonunda, bu üst lig tecrübeleri olan oyuncularının da yardımı ile büyük bir başarı göstererek Regionalliga'yı ikinci sırada tamamlayarak Bundesliga 2'ye çıkmaya hak kazanırlar.
Bu büyük yükselişin ardından, Hoffenheim 2008-09 sezonunda, artık Bundesliga'dadır. Sezona çok hızlı şekilde başlayan Hoffenheim, ileride forvetleri İbisevic'in de büyük katkısı ile ilk devreyi 1. olarak tamamlar. Vedad Ibisevic, 17 maçta 18 gole ulaşmıştır. Alman medyası bu çıkışa inanamaz ve Hoffenheim oyuncuları ve sorumluları ile görüşmeler yaparlar. Haberlerde Hoffenheim'in yaptığı inanılmaz gelişim vardır. Ancak beklenmeyen gerçekleşir ve Vedad Ibisevic, sezonun devre arasında yaşadığı ağır bir sakatlık sonucunda sezonu kapatır. Bu sakatlığın yarattığı ofansif güçlükler sebebi ile ikinci yarıda düşüşe geçen Hoffenheim sezonu 7. sırada bitirir ancak yine de büyük takdir toplar.
Şimdilerde ise, Hoffenheim hala Bundesliga'da orta sıralarda mücadele veriyor...
Sizce futbol, sadece futbol mu?..
çok güzel. sap'nin yazılımı konusunda biraz daha bilgi toplamak gerekiyor sanırım. selamlar.
YanıtlaSil